ABDURRAHMAN ÖRNEK ornekabdurrahman@gmail.com

EĞİTİM YOLUNDA ÖĞRETMENLERE GÜVEN

12 Kasım 2017 Pazar 22:09

Etkili güven; okul  içi açık bir iletişime, karar alma sürecinde çalışanların etkin bir rol üstlenmesine, bilginin  paylaşımına, duygu ve beklentilerin doğru paylaşılması gibi etkenlere bağlı olarak gelişebilir. (Gilbert ve Tang) Okullarda öğretmenlerin yeniden eğitime olumlu bakışı,eğitimi sahiplenmesi, kendi ve çevresi için güven oluşturması , yeni müfredatın eğitime katacağı yenilikleri  olumlu yorumlayarak okul kültürüne katkısı sağlaması…Güven duygusu ve motivasyon,yenilenen müfredatla yeniden aşılabilir ve yeni bir başlangıç yapılabilir. Öğretmenlerin  iş doyumu , okula bağlılığı ve  moral düzeyi yükseltilirse; sosyal sorumluluk ve problem çözme düzeyi de artmış olur. Okullarda öğretmenler arasındaki güven düzeyinin artması  olumlu çalışmaların güven verici olmasıyla başlar. Eğitimle ilişkili STK’ lar öğretmenleri, eğitim içeriği açısından doyurucu hizmetiçi eğitimlerle de destekleyebilirler.                     

Öğretmenler çevreyle bağını yeniden güçlendirmeli. Öğretmenler odasını yeniden  iletişim açısından çeşitli etkinliklerle canlandırmalı. Öğretmen öğrenci ilişkisinin yeniden çeşitli etkinliklerle düzenlenmesi de  öğretmenlerde yeni bircanlılık oluşturabilir. İki tarafında kendisini geliştirmesi için araştıran, soran ve sorgulayan olması, öğretmen öğrenci ilişkisine  bir dinamizm katacaktır. Okulların öğretmen ,öğrenci ve  veli merkezli konumlandırmalardan çıkması bütüncül bir etkileşim imkanı oluşturacaktır. Yapılan etkinlikler bilgiyle, değerlerle, sanatla ve kültürle süslenirse, öğretmenin heyacanı artacaktır. Merhum Nurettin TOPÇU’ nun dediği gibi işte o zaman “öğretmen  sınıfa girince mabede giriyormuş gibi girer”.

Öğretmenin eğitim ve öğretimde yeniden bütünselliği sağlaması gerek .Bunu sağlayamadığı zaman eğitimin bir yanı sürekli eksik kalıyor. O zaman öğretmen kendisini  yetersizmiş  gibi görüyor. Öğretmen sürekli öğreten değil öğretirken öğrenen olursa kendisine değer katar. Öğretmen bir defa kendisinin farkına varmalı. Bu bilinçle hareket eden öğretmen, kendi eğitim felsefesini de oluşturmuş olur. Kendi felsefesini oluşturan öğretmen ise sürekli yenilenir ve üretir.

Öğretmen okula “Bugün okulda dünden farklı ne öğretebilirim ya da bugün kendim için yeni bir şey öğrenebilir miyim?” sorularını sorarak gitmeli. Öğrencilere yeniden sevgi ve şefkat dolu rol model olarak yaklaşmalı. Öğretmenin kendini sürekli diri tutması, kendisinin yetiştirdiği nesilde görmesiyle olur.  Öğrencilerinin okula başladığı andan itibaren okuldaki ve dışarıdaki hayatına tanıklık edeceğinin farkında olan öğretmen, hep yeni ve diri kalır. Öğretmen büyük resmi görmeli, öğrencilerini yönlendirmeli. Çünkü öğrenciler büyüdüklerinde aile kuracaklar anne, baba ve meslek sahibi olarak toplumun aktif bir dinamiği olacaklar. Öğretmen öğrenci ilişkisi, sürekli gülümseyen jest ve mimiklerle çocukları motive eden bir öğretmen öğrenci ilişkisine dönüşmeli.

Bu arada öğretmenler bilim insanı olma özelliklerini yitirmemeli, sürekli yeni ve kendilerini geliştirebilir buluşlar yapmalı. Bilimsel buluşlarla bilimsel duruş sergileyen öğretmenler, olumlu yöndeki değişimleri etkileyebilir sürekli sağlıklı ve hâkim konumda olurlar. İyi idareciler ise bu çalışmaları yapan, yılmadan ve yorulmadan irade sergileyen öğretmenlere destek olmalı, önlerini açmalıdır. Böyle olursa bu iyi niyet ve diri irade diğer öğretmenlere kelebek etkisi yapar ve halka genişlemiş olur.

Yenilenen müfredattaki değerler eğitimini önce öğretmenlerimiz sahiplenirse, bu değerlerle kendi kaderini belirleyecek öğretmen, öğrencilerin ve milletimizin geleceğini ve kaderini de belirlemiş olur. Bu değerler şöyle sıralanabilir: Hakikat sevgisi ve saygısı, sınırlar ve sorumluluk bilinci, gayretli olmak, sevgi, güven, hizmet etme bilinci, teşekkür ve şükür duygusu, iç huzuru, denge, empati, adil olmak, dürüstlük, işbirliği, yardımseverlik, kitap okuma, vatanseverlik(D.Cüceloğlu) Öğretmenler sürekli okuyan olmalı okudukça kendini zenginleştirmeli, zenginleştikçe yazmalı ve yazdıklarını anlatmalı. Öğretmenler sene başı mesleki çalışmaları iyi değerlendirerek, psikolojik açıdan rahat bir şekilde kendisini yeni eğitim öğretime hazırlamalı. Bu hazırlığı ise şöyle yapmalı; Müfredata uygun bir hazırlık yaparak, kendi özgün çalışma ve etkinlikleriyle dersleri süsleyerek, somutlaştırarak dersi zevkli hale getirebilirler. Öğrencilerin gereksinimlerini ve ihtiyaçları olan çalışmaları yerine getirip velileri de bu yönde bilgilendirip velilerin öğrencileri desteklemelerine yardımcı olmalarını sağlamalı. Derse giren öğretmen öğrencilerine ne anlatacağım, niçin anlatacağım ve nasıl anlatacağım sorularını sormalı(İ.erdoğan) Böylelikle mesleğini seven ,dersini seven araştırarak, hazırlık yaparak derse gelen öğretmenin zevkle şevkle  çalıştığını ,öğrencilerin de zevkle öğrendiklerini görürsünüz .Böylece öğretmen de  öğrenci de  aktifleşir, bu dersler her ikisi için yeni bir inşa süreci olmuş olur. Sınıfın dinamik bir şekilde sürekli öğrenmeye ihtiyacının olması öğretmeni de dinamik tutar. Her derse ayrı bir ruh ve karekter vererek girmeli öğretmen. Öğretmen kendini aştığı zaman öncelikle kendisinde, öğrencisinde okulunda ve çevresinde anlam kazanır. 

Öğretmenlerin kendine ait bir felsefi bakışı olmalı,  filozofça da bir duruş sergilemeleri gerekir. Bu bakış açısına sahip öğretmen bilgi nedir, kişiye ve topluma faydası ya da zararı nedir diye sorgular. Yargılamaya ve ayrıştırmaya yer vermez. “Filozof öğretmen kapsamlı olmaya, derinliğine düşünmeye ve esnek olmaya önem verir. Bu nitelikler, onu derslerde ve kişisel hayatında farklı kılar” (İ.Erdoğan) Öğretmenlerin kendisini etkin ve yetkin gördüğü yer sınıflarıdır yani mahremidir kendine ait mahallesi sokağıdır. Orada şekillenir değerler ve toplumsal alt yapılar. Sorunsuz ve yaşanabilir bir toplum istiyorsak sınıftan başlamalıyız. Sınıftaki korunması ve savunulması gereken en önemli şeyin insan onuru olduğunu bilmeli öğretmen. Öğretmen sınıfta iyi davranış avcısı olmalı. Öğrencilerine vereceği değeri sınavlarda aldığı başarı ile değil de onlarla insani ve irfani bağ kurarak sağlamalı. Öğretmenin yüreği her daim sevgi üretmeli eğer yüreğiniz sevgi üretmiyorsa zaten iyi bir eğitimci olamamışsınız demektir. İyi bir öğretmenin nasıl olması gerekiyorsa öyle olması dileğiyle.

YORUMUNUZU YAZIN ...
Farklı olanı seçin:
# # # # # #