M.VEYSİ TUNÇ veysi_tunc@hotmail.com

MUHALEFET, MÜTTEFİKLER VE İKTİDAR

27 Mayıs 2018 Pazar 12:59

Seçim sürecindeyiz.                                                         

Gündem çok değişken ve pek yoğun.

Değişken çünkü siyaseti ve toplumu şekillendirmek isteyenler seri hamleler yapmaktalar. Yoğun çünkü değişmeyen sorular, sorunlar ve sancılar yaşamaktayız.

Hâlihazırdaki siyasal, sosyal ve ekonomik süreçten geçmemizin ve yakın gelecekte gerçekleşecek gelişmelerin belli başlı nedenleri şunlar kanımca:

Muhalefetin yılların birikmişliği ve bitmişliğini bünyesinde barındırması…

Sözde müttefiklerin, Siyonistlerin ve Batılıların bitmek tükenmek bilmeyen çok bilinmeyenli denklemleri, dengeleri ve dengesizlikleri…

İktidarın veya uzantılarının bazen destekli bazen desteksiz işleri, işlemleri ve ilişkileri…

Muhalefet

Halkla muhabbet kuramamış, ülfet oluşturamamış, sadakat yoksunu ve samimiyet yoksulu bir güruh… Hizmet gayesi ve gayretinden uzak olunca da hezimet üzerine hezimet… Dıştan ve içten üst kesimler tarafından destek verenleri çok lakin siyasal ve sayısal ağırlıkları yok. Zira bunların milletle kan ve doku uyuşmazlığı var. Bu uyumsuzluğun hafife alınır hiçbir yanı ve yönü yok. Neden mi? Tarihe bak, günümüze bak. Tek partili dönem hariç veya darbeler olmadan olmuşlar mı hiç iktidar? Ne arar? Bir de solcusu, sağcısı ve sözde hak yolcusu olmuş mu ittifak? Hayra fren, şerre motor… Vekil transferleri, vekil göstermeler, vekâlet savaşları, veri transferleri, veli görünme gayretleri hep bunların işleri… Yaramaz bu gidişleri… Tutmaz bu dikişleri…

Sözde müttefik, batıl Batı ve inananların düşmanı Siyonistler…

Bazen kuzu postuna bürünmüş kurt… Bazen renkleri farklı olduğu için öküzleri sırayla yiyen kurt… Bazen renkten renge giren bukalemun… Bazen fırıldak tilki… Bazen kana ve kire susamış akbaba… Çoğu zaman da zücaciye dükkânına giren fil… Hayvanlar rollerini oynamakta, zamana ve zemine göre…

Neden hep biz yitirilen, yiyilen, yolunan ve yaralanan oluyoruz?

Kabahat kimde? Tabi ki öncelikle ve özellikle bizde... Çünkü karınca ve kuştan örnek alamadık, zira aslan, kurt ve fille gezmeyi önemsediğimiz kadar…

Hatırlayalım, atamız Hz İbrahim’in yakılacağı ateşi söndürmek için su taşıyan kalbine, karalılığına ve kapasitesine sahip olmamız gereken karıncayı…

Kutsalımızı yıkmaya gelen Ebrehe’nin ordusu ve fillerini yerle bir eden güçten değil haktan yana, ilahi emre tabi ve talip olan ebabil kuşlarını…

 

İktidar…

Yıllarca iktidar olup muktedir olamamak bu olsa gerek. Kapatılma endişesi, kalkışmaya maruz kalınması, darbeyle alaşağı edilme girişimleri, yargısal, siyasal ve ekonomik operasyonlar…

Haktan ve halktan uzaklaşırsa hükümet, ne hükmü kalır ne de hürmet göstereni. Kucaklamazsa ümmeti, sınırlarında kalır etki ve yetkisi. Denge politikası izlemeli ama kaybetmemeli dengesini. Mazlumun yanı, zalimin karşısı olmalı, yeri.

Ülkeyi yönetenler güncellemeli kendini, bilmeli her daim haddini ve helalini. Arsızı, ahlaksızı ve hırsızı ayıklamalı. Bizdendir diye sahip çıkmamalı. Eleştiriyi hoş görmeli, yalanı dolanı, talanı olanı hor görmeli.

Ne olursa olsun iyi görünmek değil, adil olmak gerektiğini yüreğe işlemeli ve yürürlüğe geçirmeli.

YORUMUNUZU YAZIN ...
Farklı olanı seçin:
# # # # # #