SEÇİME DOĞRU SPOR

27 Nisan 2018 Cuma 01:10

Seçim gündemi her şeyi alt üst etti.

Şimdi ittifaklar konuşuluyor.

Aylar önce ilan edilen ve seçimin en güçlü tarafı olduğu görülen cumhur ittifakı karşısında nasıl bir muhalif cephe oluşacağı herkesin en çok merak ettiği konu.

Cumhur ittifakının adayı Sayın Recep Tayyip Erdoğan halkın nabzını iyi tutuyor.

Köylüyle şehirliyle, işçiyle çiftçiyle, kadınla erkekle, yetişkinle çocukla iyi iletişim kuruyor.

Kendini iyi ifade ediyor, muhatabını kolay ikna ediyor.

Zaten bu ve benzeri birkaç özellik bir arada olunca lider oluyorsunuz.

Karşısındaki cepheden hiç kimsede bu özellikler yok.

Ana muhalefetin hedefi iktidar olmaktır.

Haliyle liderinin de başbakan ya da yeni sistemle başkan, cumhurbaşkanı olması beklenir.

Bunun için de çıkıp aday olduğunu deklare etmesi en doğal beklentidir.

Hala o mu aday olsun, bu mu tartışmaları yapılıyor.

Sayın Gül’ün ismi bir şekilde yıpratılıyor ve kendisi de susarak buna zemin hazırlıyor.

Saadet’in, yaşadığı savrulmalardan sonra kolay kolay toparlanamayacağı artık herkesin malumu.

Akşener’in herhangi bir projenin ürünü değil de toplumun beklentilerinin ortaya çıkardığı bir lider olduğunu kabul edelim

Edelim mi?

Edelim demekle olmuyor işte!

Ne demek on beş milletvekilinin tam da seçim arifesinde iyi partiye transfer olması.

Futbol tabiriyle söylemek gerekirse bu transfer değil kiralama.

Hem de satın alma opsiyonuyla.

Bu vekiller seçim bölgelerinde kendilerini nasıl ifade edecekler, seçmene ne söyleyecekler?

Futboldan bahsetmişken kupa maçında ve sonrasında yaşananların asla kabul edilemez olduğunu da söyleyelim.

Evet, bir takımın taraftarı bütün şartlar kendi lehine giderken maçı provoke etmez, takımının elenmesine neden olmaz.

Olayda bir komplo ya da kışkırtma olabilir.

Bütün bu yaşananlarda fetö parmağı da olabilir.

Amenna!

Aziz Yıldırım Ali Koç çekişmesi, yarışması, kavgası olabileceği neden kimsenin aklına gelmez?

Bir takımın daha fazla taraftarı, daha fazla seçmeni, daha fazla oy potansiyeli var diye bütün Anadolu’yu yok saymak kabul edilebilir bir durum olmasa gerek.

Ülke için, millet için, beka için futbolun da takımın da canı cehenneme ama insanların kafası karışık.

Bir tarafın dışında kimsenin vicdanı rahat değil.

Hiç kimse böyle olmalıydı, adalet yerini buldu demiyor.

İnsanları, kamuoyunu bu işle ilgili her kim varsa hepsini ikna edemedikten, inandıramadıktan sonra verilen kararlar sağlıklı olmayacaktır.

Geçmişte yaşanan benzer olaylar sonrası verilen kararlar ortadayken hiç kimse bu kararı verenleri samimi bulmuyor.

Bundan sonra yaşanacaklarda aynı kararlar verilebilecek midir?

Keşke siyaset, sporda geliştirici, yol gösterici, ön açıcı, yönlendirici olsa.

Keşke bu kadar paranın harcandığı, gelir adaletsizliğinin tavan yapmasına neden olan bir alanda siyasetin bir denetim gücü olsa.

Keşke özellikle uluslararası alanda yaşanan başarısızlığın, dibe vurmuşluğun hesabını sorsa birileri.

Keşke varlıklarıyla Türk futbolunu yerinde saydıran, gerileten, kirleten şahsiyetlere bu alandan el çektirilse.

***Muhalefetin hala fark edemediği potansiyel bir aday var.

Bunu gördüklerinde seçimi kesin kazanırlar ama göremiyorlar işte.

YORUMUNUZU YAZIN ...
Farklı olanı seçin:
# # # # # #