YASEMİN KATI ebrar4406@hotmail.com

KURAN-I KERİM’İ YEMEK

20 Nisan 2015 Pazartesi 10:37

Bir Kutlu Doğum Hafta’sına daha erişmiş bulunmaktayız. Peşinen kutluyorum. Rahman mübarek etsin hepimize. İçini dolduranlardan olmak ümidiyle…

Din kaynaklı veya herhangi bir kaynağı olmayan tüm günlerimizde olduğu gibi bu günler de bazı tartışmalara ev sahipliği yapmakta.
Böylesi günlerin dinimizde yeri var diyenlerin aksine böylesi günleri anma veya kutlamanın dayanağı yok diyenler de mevcut.
Dini boyutunu çok bilmemekle beraber, mantığın ön planda tutulduğu bu çağı teneffüs edenlerden olarak şunu sormadan edemeyeceğim? Şu günü bu günü kutlamayın deyip duruyoruz da “Hangi günü kutlayalım peki, bizim hangi günümüz var.” diye soranlara karşı mübarek geceler, kandiller, bayramlar, kutlu doğum gibi günlerimiz var desek ne kaybederiz?
Şu gün kesin değil, bunun tarihi tam olarak bu değil gibisinden söylemler uzun vadede ne kazandırıyor dinimize ve Müslümanlara? Milenyum çağındaki insanımızın kalbini dinimize ısındırmak, onlara her günü sıradan yaşatmakla mı mümkün olacak?
  Örneğin, Rahmetli Erbakan Hoca’nın yılbaşına alternatif olarak başlattığı Mekke’nin Fethi günü kutlaması fena mı oldu? O gün en azından caizinden sevinmiyor ve eğlenmiyor mu insanlar? Ya da o günü fetih günü olarak kutlamayanlar neler yapıyorlar?  Eğlenmiyorlar mı yılbaşlarında? Müslüman kesimden çok büyük bir kısım, televizyondaki sözde eğlence programlarını izleyerek en pasifinden de olsa eğlenceyi dorukta yaşamıyor mu?
Kutlu doğum haftası münasebetiyle; salâvatlar, dualar, tesbihatlar, hatimler zinciri oluşturmanın; çeşitli anma programları düzenlemenin, hayır hasenatta bulunmanın, namazları daha içten kılmanın nesi sakıncalıdır? Tüm bunlar, kardeşlik bilincinin de pekişmesini sağlayarak farkındalık oluşturmuyor mu?
Zaten her şeyine hasretiz yaratılanların en üstününün. Kaç asır öncesinden “Kardeşlerim?” kavramını bizler için kullanan, sıkıntılarını dahi emanet bilip baş tacı yaptığımız, kokusunu gülden alan, adı güzel kendi güzel şefkat peygamberine birkaç dünyalık gün ayırmışız çok mudur? Bu günlerde onu daha fazla hatırlamış ve anmışız da sorun olan nedir?
Karşı çıkanların, haklı tarafları da olduğunu söylemeliyim bu arada. Bu tarz günlerimizi de kapitalizme kurban vererek rant devşirmek isteyenlerin ekmeklerine yağ sürmeye kalkarsak, amacımızın dışına çıkmış oluruz tabii ki. En son,  pastasız doğum günü olmaz diye düşünen birkaç kafadar Kuran-ı Kerim şeklinde, üzerinde ayetler işlenmiş pastayı özenle kesip, afiyetle yedi. Kuran-ı Kerim yenir mi, bilemiyorum. Caizlik durumu ve vücuda etkileri konularını da işin etkili ve yetkililerine bırakaraktan şahsım adına bu durumu çok abes bulduğumu belirtmeliyim.
Kaldırılsın, kaldırılmasın tartışmaları yapmaktan ziyade, bu günlerde kapitalizmin gereklerinden uzak durarak, biraz daha mümin vasfına bürünsek, çok daha evla olur her halde.
“İllaki misilleme mi yapmamız gerekiyor?” diye soracaklara da tez elden cevap vereyim. Evet gerekiyor. Karşı geldiklerimizin silahlarıyla donanmamız gerekiyor ki zafere imza atabilelim. Kâinat boşluk kaldırmaz. İnsan hayatı da öyle. Olması gerekene yönlendirilmeyen insan, olmaması gerekeni hayatına illaki alacaktır.
Dolayısıyla da öz değerlerimizin değerini yeterince yüceltmediğimiz takdirde, yabancı değerlerin değerimiz olması kaçınılmaz olacaktır!

Yasemin KATI
 

YORUMUNUZU YAZIN ...
Farklı olanı seçin:
# # # # # #