YASEMİN KATI ebrar4406@hotmail.com

SEVGİLİLER GÜNÜ SERENOMİSİ

15 Şubat 2015 Pazar 19:04

Dünya ve memleketimiz için manevi özellikle de maddi değeri çok yüksek günlerden biri olan mübarek(!) sevgililer gününü geride bırakmış bulunmaktayız. Sevgilisi olmayanlara geçmişler olsun. Seneye içini doldururlar umarım(!). Bu günün hakkını verenlerin de zaten ağızları kulaklarında, başları tavanlarda, ayakları yerden alabildiğince kesik, gerçek dünyadan farklı bir yerlerde bulunmaktalar.

Bu kutsal günün(!) ehemmiyetinin farkında olan, ama bu günü sevgilisi ile küs geçiren bir kızcağız arkadaşına dertleniyordu otobüste.

“Ya, böyle bir günde küsülür mü ya! Kahretsin ama biz iki gün önce küstük. Henüz barışmadığımız için bu günü böyle geçirmek mecburiyetinde kaldım.”
Gel de acıma. Zavallı öyle üzülmüş ki. Aklımdan, “Kızım o seninle bilinçli küsmüştür şu günün gereklerini yerine getirmemek için.” Demek geçti ama diyemedim maalesef.

Aynı gün bir alış-veriş merkezinde gezerken bir erkek çocuğu kızın yanına yaklaştı ve;

Erkek:  Merhaba ne habersin? (Kıza sarılıp öptü)

Kız:  Çok sinirliyim.(Çocuğun eli kızın beline dolanmış vaziyette)

Erkek:  Neden sinirlisin.

Kız:  Bu gün sevgililer günü ama benim sevgilim olmadığı için kendi kendime hediye almak için dışarıya çıktım.(Çocuğun kolu hala kızın belinde ama bunlar sıradan arkadaş ve kız kendisine hediye almak üzere yola koyulmuş.)

Haftalar öncesinden medya aracılığıyla yapılan yönlendirmeler ister istemez etkiliyor zihinleri. Çarşı pazar bu günkü sorumluluğunu yerine getirmenin mutluluğunu yaşayan ağzı kulaklarında sevgililerle dolu. Onların yaşadığı mutluluğu yaşayamayanlar da dolayısıyla üzgün.

Hayatımızı; yapılan empozelerden, bilinçaltımızı saldırılardan kurtaramadık vesselam. Yap dediler yaptık, yapma dediler bıraktık. İlahi mesaj ve emirleri dahi bu kadar ciddiye almadık. Her türlü güzel duyguyu sığ yaşar durumda ne yazık ki gençlik.

Günümüzde artık, kaybettiğinin yerine yenisini hemen yerleştirecek kadar çevresi geniş gençliğin. Helal- haram, mahremiyet alanı kavramları da sonuna kadar ihlal. Ölümüne sevgilerin yerini öldüren sevgiler almış, çıkarsız seven daimi zararda. Şımarık ve ne istediğini bilmeyen insanlar dolaşıyor etrafta.

Masumiyet hak getire.

Leyla ile Mecnun, Ferhat ile Şirin, Arzu ile Kamber, Hurşit ile Mahmihri…v.s. aşkların samimiyetini yaşamak bir yana, İlahi sevgi ve aşklar da yozlaşmış durumda içinde bulunduğumuz çağda.

Sevdiğinin eli değen bir mendille, bir saç teliyle ömrünü tüketenler nerede?

Can veren değil, can alan sevgili haberleri işitiyoruz her gün.

Göze bakamayan sevgililerin yerini; göz koyanlar aldı. Sevgi, ağızlarda sakız artık. Günümüz dizileriyle de desteklenen, cinsellikten ibaret aşklar, samimiyetsiz, entrik ilişkiler; tarafların, daha çok da bayanların canını yakmakta, onların canını almakta.

“Kullan at.” Mantığı sevgiye de el atmış durumda. Maddi çıkar hesapları üzerine bina edilmiş, geçici bir yığın birliktelik, insanlara zarar vererek son bulmakta. Kalpler ve hayatlar tarumar.

Samimiyetin göstergesini, yılda bir kez hediyelere boğulmaktan ibaret sanıyor gençler. İhya edemeyince de çökkün duruma geliyorlar dolayısıyla.

Günübirlik sevgiler yaşıyor zihinler ve kalpler. Ve günümüz sevgi ve sevgililerine baktıkça şunu düşünmeden edemiyor insan: ne yazık ki ilişkilerde artık;  aşk da yok, mantık da.
 

YORUMUNUZU YAZIN ...
Farklı olanı seçin:
# # # # # #